Ülkemizde kadınlar bu yıl da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yoksulluğa, sömürüye, şiddete, istismara, katliamlara ve gerici kuşatmaya karşı mücadeleyle giriyor.
İlk kez 1910’da Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı tarafından gündemegetirilen Dünya Kadınlar Günü, 1917’de Çarlık Rusya’sında ekmek, barış ve özgürlük talebiyle meydanları dolduran ve bütün dünyada emekçi kadınlara örnek olacak bir mücadele göstererek devrimin fitilini ateşleyen Petrogradlı işçi kadınlara ithafen 1920’den beri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanıyor.
8 Mart, sosyalist kadınların, emekçilerin haklarına, barışa, yaşama, eşitliğe ve özgürlüğe sahip çıkarak yürüttükleri mücadelenin adıdır. Karanlık dönemlerde, bu mücadelenin önemi ve görevleri daha da belirginleşiyor.
Türkiye sermaye sınıfı ve temsilcisi AKP’nin emek rejimine dönük saldırıları artarken, esnek çalışma adı altında güvencesizlik en çok kadınları vuruyor. İşten çıkarmalardan, hak gasplarından, neo-liberal dönüşümden en çok yine kadınlar etkileniyor. Eşit işin karşılığında eşit ücret şöyle dursun, sömürü, taciz, zorbalık ve mobbing her geçen gün katmerleniyor. Ev işleri, yaşlı ve çocuk bakımı gibi kamu hizmeti olarak yürütülmesi gereken işler kadınların omuzlarına yükleniyor. Kadının ev içi rollerle tanımlanması, yurttaşlık haklarına yönelik gerici saldırılar ve politikalar, kadınları korumayan- failleri aklayan yasalar kadın düşmanlığını körüklüyor.
Gerici politikalar yalnızca kadınları değil, sınıfı kuşatmanın da bir aracı olarak devreye sokuluyor. Türkiye sermaye sınıfı ve temsilcisi AKP için adeta “bir taşla iki kuş” denilerek ilan edilen “Aile Yılı’ işte tam da bu anlamı taşıyor.
Ücretleri baskılamak için işsizler ordusuna ihtiyaç duyan kapitalizm kadını eve hapsederek, istihdam dışına iterek hem emek rejiminde hem de toplumsal yapıda gerici dönüşümü hızlandırmaya hazırlanıyor. İşten çıkarmaları, angaryayı, hak gasplarını normalleştiren neoliberal emek rejimi, kadınlara ve işçi sınıfına daha fazla yoksulluk, güvencesizlik ve eşitsizlik olarak geri dönüyor.
Türkiye kapitalizminin saldırıları, bütünlüklü bakıldığında kadınların yürüteceği mücadelenin sınıf mücadelesiyle buluşması gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
8 Mart’ların bayram gibi kutlanacağı, kadınların ve emekçilerin kazanacağı bir ülke için Birleşik Komünist Parti, bütün emekçi kadınları sosyalizm bayrağını yükseltmeye, Parti saflarında mücadele etmeye çağırıyor.
Birleşik Komünist Parti Merkez Komitesi
08.03.2025